Playground Games’in Forza Horizon serisindeki son halkası olan bu oyun, Xbox konsolları için en akıcı, en cömert ve en doyurucu deneyimlerden birini sunuyor. Serinin zaten çok yüksek olan çıtasını yukarı çekip açık dünya yarış oyunlarına bambaşka bir anlam yüklüyor.
İlk başta seni karşılayan şey, olağanüstü bir görsel şölen. Xbox Series X üzerinde deneyimlediğinde gözlerin bayram ediyor adeta. Güneşin altın sarısı tonları, gece gökyüzünün sonsuzluğu, yağmurla çamura bulanmış pistler ya da kurumuş çölün kendine has dokusu… Hepsi seni içine çekiyor. Oyunun daha ilk dakikalarında, bir kargo uçağından paraşütle indirilen süper arabaların sırasıyla yere inişiyle açılan sinematik sekans, bugüne kadar herhangi bir yarış oyununda yaşadığım en havalı girişti. Forza Horizon 5, büyük açılıyor. Ve sonra da bir daha hiç yavaşlamıyor.
Meksika, Forza Horizon 5’in en büyük yıldızı. Playground Games’in bu ülkeye olan hayranlığı oyunun her saniyesine yansımış. Oyundaki harita sadece geniş değil, aynı zamanda çeşitlilikle dolu. Yağmur ormanlarından kurak çöllere, dağ köylerinden antik Maya tapınaklarına, modern şehirlerden kıyı kasabalarına kadar pek çok farklı bölge arasında geçiş yapmak sadece birkaç dakikanı alıyor. Ve bu geçişler öylesine doğal, öylesine akıcı ki, oyun dünyasının “açık dünya” tanımına getirdiği katkı küçümsenemez.
Araba sürüş fiziği, önceki oyunlardaki arcade tarzın üzerine bir katman daha ekleyip hem gerçekçiliği hem de eğlenceyi artırıyor. Direksiyonun arkasındayken o lastiğin kaydığını, süspansiyonun gerginliğini, motorun öfkeli homurtusunu hissediyorsun. Özellikle kumlu, kaygan zeminlerde drift yapmak adeta bir sanat halini alıyor. Yine de oyun seni hiçbir zaman cezalandırmıyor. İster simülasyon tarzında oynarsın, ister sadece kafana göre takılır, çılgın kanyonlarda zıplarsın. Bu özgürlük hissi, Forza Horizon 5’in asıl büyüsü.
Oyun sadece yarışlardan ibaret değil. Etkinlikler, görevler, gizli arabalar, hikayeye dayalı görev dizileri, oyuncu topluluğu tarafından yaratılmış özel pistler ve modlar… İçerik bakımından neredeyse sonsuz bir kaynak gibi. Horizon Adventure adı verilen sistemle ilerlediğin oyun boyunca kendi yolunu çizebiliyorsun. İster drift yarışlarına ağırlık ver, ister araziye çık, istersen de hikaye görevlerini takip et. Her oyuncuya göre bir oyun stili mevcut. Bu da, oyun dünyasında az bulunan bir şey.
Yapay zeka rakiplerin, “Drivatar” adı verilen sistemle oyuncu verilerine dayalı olarak şekilleniyor. Yani karşındaki botlar, arkadaşlarının ya da diğer oyuncuların sürüş tarzlarına sahip. Bu sistem önceki oyunlarda da vardı ama bu sefer daha rafine ve akıllı. Yarışlarda artık daha az kaotik çarpışma yaşanıyor, yapay zekalar seni kesmektense daha çok rekabet sunuyor. Bu da oyunun tatlı rekabet hissini daha da güçlendiriyor.
Xbox Series X üzerinde oyunun yükleme süreleri neredeyse yok denecek kadar kısa. Bu da açık dünya bir oyunda çok önemli bir artı. Hızlı seyahat noktalarına anında geçebiliyorsun, etkinlikler arası geçişler neredeyse akıcı. Frame rate (kare hızı) performansı da etkileyici. 4K çözünürlükte 60 FPS deneyimi hem göze hem de kontrole hitap ediyor. Eğer grafiksel detayları maksimumda görmek istersen 30 FPS mod da mevcut, ama şahsen akıcılığı tercih edenlerdenim.
Oyunun çevrimiçi tarafı, Forza Horizon 5’in en eğlenceli yanlarından biri. Arkadaşlarınla çılgın yarışlar yapmak, kooperatif etkinliklerde birlikte görevler tamamlamak, yaratıcı modlarla kendi pistlerini ya da mini oyunlarını tasarlamak oyunun ömrünü ciddi şekilde uzatıyor. Özellikle “The Eliminator” modu, battle royale tarzını yarış oyununa başarıyla taşıyor. Haritada rastgele arabaları bulup yükselterek son 1 kişi kalmaya çalışmak eğlenceli olduğu kadar da taktiksel.
Ses tasarımı, müzik seçimleri ve motor sesleri de tıpkı diğer tüm sistemler gibi özenle hazırlanmış. Her arabanın motor sesi kendine has. Kulaklıkla oynadığında o V8’in derin iniltisini, turbo’nun uğultusunu ya da çakıl taşlarının çamurlu zeminle buluşmasını ayrı ayrı duyabiliyorsun. Radyo istasyonları da oldukça çeşitli. Latin ezgilerinden elektronik dans müziklerine, rock’tan klasiklere kadar pek çok tarz mevcut. Oynarken istediğini seçip ortamın havasını değiştirebilirsin.
Forza Horizon 5, içerik açısından o kadar dolu ki bazen nereye bakacağını şaşırıyorsun. Harita sürekli olarak yeni etkinliklerle, haftalık görevlerle ve sezonluk değişimlerle güncelleniyor. Bu “live service” modeli, oyunu dinamik ve uzun ömürlü tutuyor. Ayrıca “Festival Playlist” sistemi sayesinde haftalık görevleri tamamlayarak özel arabalar kazanabiliyorsun. Yani sadece yarış değil, bir tür koleksiyonculuk dürtüsü de seni içeride tutuyor.
Bununla birlikte oyunun bazı küçük sorunları da yok değil. Özellikle çıkış döneminde yaşanan sunucu bağlantı hataları, eşleşme problemleri ya da bazı görsel buglar moral bozucuydu. Neyse ki Playground Games bu konularda hızlı davranarak pek çok yamanın ardından stabiliteyi artırdı. Ancak özellikle çevrimiçi modlarda hâlâ zaman zaman sunucu gecikmeleri veya arkadaş grubuyla bağlanamama problemleri yaşanabiliyor. Bir diğer eksik taraf da hikaye modlarının sığ kalması. Her ne kadar “Horizon Stories” adındaki bölümler oyuncuya çeşitli mini senaryolar sunsa da bunlar genellikle kısa, yüzeysel ve hafif kalıyor.
Forza Horizon 5’in en güçlü yanı, yeniden oynanabilirlik. Haritadaki etkinlikleri tamamen bitirmen bile onlarca saat alıyor. Yeni arabalar, yeni görevler, kullanıcı yapımı pistler ve yarışlar, haftalık etkinlikler derken oyun neredeyse bitmiyor. Üstelik her sezon hava koşullarını ve etkinlikleri değiştirerek seni sürekli oyuna geri çağırıyor. Bu da onu diğer yarış oyunlarından ayıran çok önemli bir faktör.
Eğer yarış oyunlarına mesafeliysen, Forza Horizon 5 yine de sana hitap edebilir. Çünkü bu oyun sadece yarışmaktan ibaret değil; keşfetmekten, özgürce sürmekten ve dijital dünyada keyifli vakit geçirmekten ibaret. Sıkıcı simülasyon havasından uzak, oyuncuya gülümseyen, onunla konuşan bir yapısı var. Konsol üzerinde hem görsel kalite hem performans anlamında sınırları zorlarken, yeni gelen oyuncular için de erişilebilir kalmayı başarıyor.
